28 Nisan 2012 Cumartesi

Bolu gezimiz

Çocukluğumuzdan beri ailecek Bolu'yu çok seviyoruz.annem Bolu'lu,anneannemin çok güsel bir evi var orada, çocukken yaz tatillerinde 3 ay orada kalırdık küçük ablamla..o yüzden herkesten çoktur bağlılığımız oraya:) bu sebeple Cemre de sevsin istiyorum orayı ;) hem hamileyken gittim, hem de doğduktan sonra sık sık gidiyoruz ...
anılarımızın saklı olduğu ev..



Sanırım sevecek Cemre orayı..nasıl mutlu oldu odadan odaya gezdi..evimizin içi tahtadan olduğu için her adım attığınızda huzurlu bir gıcırtı duyarsınız..Cemre de hakkını verdi kuvvetinin evi salladı resmen:D bahçede koştu oynadı bol bol kedileri çağırdı, meraklı gözlerle etrafı inceledi..




tarlamıza patates ektik Cemre'nin de çorbada tuzu var tabiki..herkes kadar o da çalıştı..kovadan patatesleri bir doldurup bir boşaltmasını görseniz ..nasıl canla başla çalıştı kuzum:)








biraz güneşte yandı tabi. yanakları elma gibi kızardı..


o gün bütün gün bizimle birlikte dışarıdaydı. içeri girmek istemedi, uyumak istemedi..



çok eğlendi çok mutlu oldu tüm negatif enerjisini attı..:)

top oynadık bol bol goo goo yaptık:)


yaylaya da gittik babamız balık tutmak istedi,çok güzel bir yaylamız çok güzel bir gölümüz var..anneannesinin de otobüsten bozma şirin bir evi var:)


teyzeleriyle pek bi eğlendi:)





aslan kaç para para pom u da öğrettim çok hoşuna gitti hemen başladı palapalapala demeye:)  ona verdiğim küçük çubukları beğenmedi bendekileri istedi:)


dönüş yolu biraz sıkıntılı oldu. e bütün uyumayınca ve sıcakta kalınca ve de hava değişikliğinden dolayı son olarak da karma karışık mamalar yediği için kustu yola çıkar çıkmaz..neyse ki sonrasında rahatladı ve eve gelene kadar uyudu güzel kızım..çok yoğun yorgun ama çok mesut bir hafta sonu geçirdik:)

25 Nisan 2012 Çarşamba

Park güseli Cemre:)

23 nisanda Yalova dönüşü İstanbul'da da bir posta gezdirdik Cemre'yi. parkı çok seviyor, parka girdiğimiz andan itibaren elini tutmamı istemiyor, itiyor beni, ııhh diye kızıyor kolundan şapkasından tuttuğum zaman..evde salıncağı olmasına rağmen parkta en çok sallanmayı seviyor.



parkta Fıstık'la tanıştık. Fıstık'ı ilk gördüğünde biraz tedirgin oldu ama ben onu sevmeye başlayınca tedirginliğini attı, o da sevdi..Fıstık da sevilmeyecek gibi değil ki ya..







Cemre Müge ablasını çok seviyor , Müge ablası da Cemre'yi.(üst komşumuzun kızı) onu görünce hemen kucağına gitmek istiyor, arkasından 'aabaa' diye çağırıyor:)




birlikte top oynadık. çok güseldi 'goo goo' diyor ayağıyla topa vuruyor, 'aferim kızıma vur annecim topa' diyorum eliyle topa vuruyor 'aahh' diyor:) (e mantıklı yani:D)



aslında Cemre'yi parka götürdük ama bizim de bayram diye içimizdeki çocuk çıktı ortaya:)





kaydıraktan kayması iyi güzel hoş da elektriklenme meselesini ne yapacağız bilmiyorum, bildiğin çarpıyor yahu:)




teyzesiyle çimenlerde yuvarlandılar, beyaz pantolonda çimen lekesi de pek hoş oluyor :D



23 Nisan Bayramımız

23 Nisan'ın hafta başına gelmesi sebebiyle biz de 3 günlük tatilden nasibimizi aldık Yalova'ya gittik dede, babaanne, halalar ve kuzenleri ziyarete..Cemre eskisi kadar kalabalıktan rahatsız olmuyor alıştı sanırım. başta biraz yanıma sokuluyor ama sonradan açılıyor...en küçük kuzeni İsmail Can ile aralarında 8 ay var, birlikte serada toprakla oynadılar. Halası avucuna toprak koyduğunda hemen attı elinden istemedi elleri tozlandığı için (ben ellerini kirlettiğinde 'ee ee' oldu diyorum)..sonra İsmail Can'ı görünce o da başladı toprağı alıp alıp atmaya, hoşuna gitti...çamurlandı tozlandı pislendi..kirlenmek güzeldir:)


Şansımıza hava da çok güzeldi. Cemre bol bol dışarı çıktı oksijen aldı, çimenlerde koştu oynadı,çiçekleri kokladı..

23 nisan sabahı kuzenlerinin okulda gösterisi vardı onları izlemeye gittik. okulun bahçesi papatyalarla doluydu. eskiden beri koparılmalarına ne kadar üzülsem de, taç yapmayı da bir o kadar seviyorum...




törende saygı duruşunda dururken bacaklarıma yapıştı, İstiklal Marşı'nı okurken alkış tuttu,dans etti. kuzenlerini izlerken pek bi duygulandım, doğdukları günler geldi aklıma, Cemre'yi düşündüm bir kaç yıl sonra nasıl olur diye..






İsmail Can'ın bisikletini çok sevdi öyle ki çocukcağız binemedi kendi bisikletine hüngür hüngür ağladı çünkü Cemre..


babasıyla boyundan büyük bisiklete bile bindi:)


İstanbul'a dönerken de pek bi eğlendi ..




bu kadar yoğun tempoya otobüse kadar dayanabildi, otobüste uyudu kuzucuk, sonuç itibariyle mutlu bir hafta sonu geçirdik maaile:)))











19 Nisan 2012 Perşembe

Cemre iş başında

umarım büyüyünce de benim minik kuzum bu kadar iş yapma meraklısı olur:) onunla birlikte süpürge çalıştırmak çok zor, ağlıyor süpürgeyi alana kadar, ya da ben süpürürken gelip süpürgenin üstüne basıyor cimcime:)


kablo, kumanda, bilgisayar, hesap makinesi gibi elektronik aletler hastası:)


yaz gelsin bitsin hastalıklar:(

havalar düzeldi düzelmesine de bir sıcak bir soğuk..tam hastalık havası, etrafta bir sürü hasta insan, otobüsler, minibüsler, sokaklar, avmler,hastaneler..biz de nasibimizi aldık havalardan. önce ben grip oldum, sonra da Cemre'nin babası..ne kadar onu korumaya çalışsak da aynı evin içinde pek ayrı kalmak mümkün olmadı ve kuzum da hasta oldu sonunda. gece ateşlendi, burnu aktı, tıkandı..ateşini ölçmek ayrı bir sıkıntı zaten..ateş düşürücü şurupla sabahı ettik ama dr.a gitmeden olmayacaktı..
doğduğundan beri ufak tefek soğuk algınlıkları atlattık ama şükür hafif atlattık hepsini..bu sefer durum diğerlerinden farklıydı o yüzden ilk kez antibiyotik şurup kullandık:(
yavrumun halini düşündükçe nasıl üzülüyorum. gerçi buna da şükür Allah daha kötülerinden korusun..daha çok böyle hasta olucak iyileşecek tabi kaçınılmaz bu.
nasıl hali yoktu yaramazlık yapmaya, bebeğini aldı kucağına öylece yattı kuzucum..

Cam güzeli..

Havaların ısınmasıyla birlikte Cemre'nin aklı hep dışarıda gezmelerde:)



sürekli montunu gösteriyor, ayakkabılarını buluyor getiriyor gitmek istiyor..havalar da bi dengesiz oldu bi sıcak bi soğuk..dışarı çıkamadığı zamanlarda ya balkona çıkıyor anneannesiyle ya da odasının camından dışarıyı izliyor.




artık koltuklara tek başına çıkabiliyor, çıkamadığı zamanlarda poposuna küçük bi destek istiyor:) top oynayan, okuldan dönen çocukları gördüğü zaman 'aabaa' diyor. Cam güseli olması sebebiyle odasının şeklini de değiştirdik. 2li koltuğu camın önüne koyduk ki hanımefendi rahat rahat izleyebilsin dışarıyı:) öyle profesyonel oturuyor ki ayağa kalkıyor,dönüyor, sanırsınız Zeyna:)


Cemre'nin Kelime Dağarcığı



Dün itibari ile kızım 14 ayını doldurdu 15. ayına girdi. nasıl büyüyor günden güne, yeni yeni şeyler öğreniyor minnak kuzum..Papağan misali yeni yeni kelimeler öğretmeye çalışıyorum, ne yalan söyliyeyim çok başarılı kızım bu konuda maşallahhh!! Dergide okudum çocuklar 14 ay itibari ile 50 kelimeyi anlayabilirlermiş, 50 kelimeyi de 18 ayından itibaren anlamlandırıp anlatabilirlermiş. Cemre'nin de şu gün itibari ile söylediği ve anladığı kelimeler şöyle:


Anne / Baba / Mama / gel gel (her seferinde elleriyle göstererek söylüyor) / Pepee / Anane / Teete -teyze(çok net olmasa da biz anlıyoruz:p) / Hala  / Aba (abla) / Eeva - helva / gak gak - tavuk / kıııhh - aslan / gaga - karga / oovv vovv- köpek hav hav / goo - top / bmööv- inek möö / attaa (gezmek, dışarı çıkmak)

şimdilik aklıma gelenler..

bir de sorduğumuzda gösterdiği kişiler, eşyalar, hayvanlar var. istediğimizde getirdiği şeyler..

kitabında köpeği, kediyi, ineği, kuzuyu, zürafayı, kuşu sorunca gösteriyor.
kumandayı getir de tv yi açalım dediğimizde kumandayı bulup getiriyor, bulamazsa başını öne eğip etrafta arıyor.
topla goll yapalım dediğimizde topu, kırmızı başlıklı kız, ananesi, oduncu amca kuklalarını istediğimizde onları bulup getiriyor.
tahta parçalı puzzleı istediğimizde getiriyor, parçalarını da bulup getiriyor.
oyun çadırı var, istediğimiz şey onun içindeyse çadırın içinde olduğunu söylüyoruz, gidip çadırın içini arıyor.
babasına, annesine, anneannesine verilmek üzere kendisine birşey verilirse hemen ilgili kişiye götürüyor:)
hadi bezini değiştirelim dediğimde odasının yolunu tutuyor:D
ellerimizi bıcı bıcı yapalım dediğimde hemen ellerini uzatıp, banyoya gidiyor..
birisi banyoya girdiğinde 'çişş' diyor:)))
havhavlara bakalım deyince hemen kucağımıza geliyor cama bakıyor.
peluş köpeği var ismi Patraş, çok seviyor kendisini, Patraşı sev annecim dediğimde sımsıkı sarılıp kafasını gömüyor :)


13 Nisan 2012 Cuma

iyi ki varsın Pepee:)

Bu dönem çocuklar Pepee'ye hasta. hem eğitici öğretici hem de sevimli bi karakter Pepee, öyle ki Cemre izlesin diye açtığımızda o izlemese de (başka şeylerle ilgilense de) biz pür dikkat izliyoruz eşimle:) Cemre de son 3 aydır Pepee yi seviyor. peluş bebekleri, bardakları, nevresim takımları, bilimum oyuncakları orjinal ve çakma olarak piyasada mevcut..Hafta sonu hava almaya çıktık Cemre ile..kırtasiyenin önünden geçerken kapıda asılı olan Pepee leri gördü cemre, hemen 'ııhh ııhh' diye istedi. epeydir almayı düşünüyordum, alalım bari dedim. eve gelene kadar kucağında öyle güzel tuttu ki onu (kolundan, bacağından, şapkasından:D)
eve gelince de pek severek oynadı..üstüne yatmalar, yuvarlanmalar, sarılmalar..

hafta sonu da kuzenimin kızının doğum günü vardı oraya gitmiştik. gelirken ümraniyede çarşıda Pepee gördü benim tatlı kızım yine 'ıhh ıhh' diye istedi. bu seferki Pepee koluna basınca hem şarkı söylüyor hem de yürüyor paytak paytak:) evde Cemre her ne kadar yürütmese de onu ..( hemen şapkasından yakalayıp bana getiriyor )
 hafta sonları da kahvaltımızı ederken Pepee şarkılarını açıyorum. sağolsunlar tüm şarkıları birleştirip 15 dk.lık bir klip yapmışlar bu sürede Cemre de güzelce mamasını yiyor:)
arada bir açıp yine dans ediyoruz birlikte...
buradan sevgili Ayse Kıraç'a tesekkuru bir borç bilirim:D

11 Nisan 2012 Çarşamba

cemre meslek seçimi:)

eskiden çocuklar yürümeye başladıklarında ayaklarına ip bağlanıp kesilirmiş buna da 'köstek kesme' denirmiş.Önüne de çeşitli eşyalar konurmuş kitap, kalem, makas, bıçak vb. hangisini alırsa onunla ilgili bir meslek seçeceği söylenirmiş. bir de kösteğini kestikten sonra çocuk artık zırt pırt düşmezmiş.batıl inanç tabiki ama Cemre de yürümeye başlayınca yapalım dedik, 3 ay önce.. ha bir de kösteğini kim keserse ona benzermiş, hani okumuş biriyse okusun, iyi bi insansa falan diye..

bizim şanlı köstek kesicimiz de sevgili küçük teyzesi oldu:) kendisi ailemizin medar-ı iftiharıdır:)
bakalım hangisini alacak diye önüne 'kitap,makas,steteskop,cetvel, kalem koyduk' babası ısrarla mimar olsun diye cetveli almasını istedi ama olmadı:)



benim kızım da makas aldı eline. olmadı bi daha olmadı bi daha diye 2 defa yaptık ama ısrarla makası aldı tontiş kızım moda tasarımcısı olacak başka yolu yok :D



ayağına bağladığımız kurdele çok hoşuna gitti :)



büyüyünce ne olursa olsun kendi istediği işi yapsın benim kızım, istediği mesleğin okulunu okusun, eğitimini görsün..yapacağı işi en güzel o yapsın:) yolu ,bahtı hep açık olsun duam budur ...